Bu makalemde biraz aşk üzerine eğilmek istiyorum.Malum aşk,her zaman karşımıza çıkmaz. Malesef çıkıncada çoğumuz onu yaşamak yerine geri dönüşümü olmayacak noktalara götürür.Aslında nasıl desem bu ülkede aşk çok farklı yollara itilmiş cidden bak.Çünkü aşk bu coğrafyada sadece erkek ve kadın demek.Hayır aşk bazıları için Tanrı demek,bir ağaç,bir şarkı,bir deniz vs. Ama nedense aşkı erkek ve kadın ilişkilerine indirgiyoruz üstüne birde aşkı özveride bulunmayla eş tutuyoruz. Tv ve diziler bunu çok iyi kullanıyor.Tabi abi adamların işine geliyor.Konularda hep aynı bir kadın iki erkek yada bir erkek iki kadın.Tabi bunlar birde zengin oluyor.Birde bazı tipler var arada aşk acısından kendini kesen biçen.Bazı tiplerde var akşam ki dizilerden kalma oluyor tabi.Dikkat et tavırlarına bak sonrada akşam ki dizilere bak anlarsın.İşte bu kadar çok etkilenen bir kitle. Siz aşk meşk acısından kendinize işkence yaparken dizi sektörü size kıçıyla gülüp bankadan paralarını alıyorlar. Bu yüzden dizi...
Özlüyor insan. Tırnağından tut da kirpiklerine kadar. Hem kirpiklerini özlemek bir insanın hiçte basit bir durum değil. Göz bebeklerinin büyüyüp küçülüşünü izleyememek. Geçtim göz bebeklerini yüzündeki çizgileri yara izlerini anımsayamamak zamanla. En çokta bu yorar, çıkmaza koyar insanı. Anımsayamamak… Yanında uyuyup uyanmadıysan hayatının kaybıdır bu. Kokusunu bilmeden sevmek eksik yarım… Bir de bile bile vardır, kokusunu hiç içine çekemeyeceğini bile bile sevmek durumu. Sevmenin cesur yanıdır bu. Her ne kadar yarım, eksik olacağını bile bile yüreğinin depremini yaşamak. Basit değil efendim hiç değil. Özlüyor insan o olsa da olmasa da, bilse de bilmese de. Cesur, eksik, yarım… Özlüyor insan.